3 Eylül 2007 Pazartesi

PROSTAT KANSERİ

PROSTAT KANSERİ

PROSTAT KANSERİ NEDİR VE BU SORUNDAN TAMAMEN NASIL KURUTULABİLİRSİNİZ?

Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.Erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.Yine Amerika'da her yıl 200.000 yeni hasta ve 38.000 ölüm saptanmaktadır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Prostat mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde birbezdir.

Prostat ejekulasyon esnasında spermin dışarı atılması için gerekli akışkan sıvının ve enzimlerin 1/3 ünü salgılar. Ejakulatın içinde yer alan sperm testislerde yapılır, vas deferens adı verilen tüpler tarafından taşınır. Bu esnada prostattan bu katkı maddelerini alır ve penise ulaşarak dışarı atılır. Prostatın arkasında ki seminal kabarcıklar bu akışkanın yapıldığı yerdir. Prostata direkt teması ve yakınlığından dolayı kanser bu seminal kabarcıkları ve prostatı saran kapsülü de etkileyebilir. Bu durumda ameliyat kanseri yok etmek açısından pek faydalı olamayabilir. Rektuma olan komşuluğundan dolayı Rektal muayene prostat hakkında fikir verebilen iyi bir muayene usulüdür.

NEDENLER

Prostat kanserinin sebebi henüz bilinmemektedir. Ancak bazı faktörlerin kansere yakalanma riskini arttırdığı bilinmektedir.

Birinci faktör ailede prostat kanseri hikayesinin bulunmasıdır.Babasında veya kardeşinde prostat kanseri bulunan bir kişinin kansere yakalanma riski iki katartmaktadır.

Yaşlı kişiler daha büyük risk altındadırlar.Prostat kanseri tanısı konmuş kişilerin 3/4 ü 65 yaş ve üzerindedir.

Afrikalı-Amerikalılarda daha sık görüldüğü söylenmektedir.

Prostat kanseri ile erkeklik hormonu arasında bir ilişki olduğu sanılmaktadır.Kısırlaştırılmış erkeklerde prostat kanserinin görülmemesi buna delil olarak gösterilmektedir.

Östrojen hormonu (kadınlık hormonu) kan seviyelerinin yükseldiği ağır karaciğer hastalıklarında prostat kanseri riski azalmaktadır.

Çevresel faktörler riskin artmasında rol oynar. Asyalı lar prostat kanseri riski açısından daha şanslıdırlar. Japon erkeklerinde prostat kanseri görülme riski Amerikalı'lardan yaklaşık 40 kez daha azdır. Ancak ilginç olan konu Amerika'ya göç etmiş Asyalılarda riskin arttığı görülmüştür. Bu da çevre ve beslenme faktörlerinin önemini göstermektedir.

BELİRTİLER

Prostat kanseri genellikle ileri aşamalarına kadar bulgu vermez. İyi bir doktor muayenesi ve Prostate Specific Antigen (PSA) adı verilen bir kan tahlili ile genellikle bulgu vermeden önce erken evrelerde tanısı konulabilir.

İleri evrelerde ise prostat bezinin büyümesine bağlı idrar yapamama, idrar veyasemen sıvsında kan görülmesi gibi bulgular verebilir. Ayıca ağrı ve empotansgibi bulgular da verebilir.

Hastalığı önlemenin kesin yolları bilinmemekle birlikte sağlıklı yaşam içingerekli genel kuralları ( egzersiz ve düşük yağlı diyet) uygulamak yararlı olabilir

TANI

Prostat muayenesi rektal tuşe ile yapılır. Rektumdan yapılan muayenede prostat kenarları düzensiz ve noduler olarak ele gelir.

Prostate Specific Antigen (PSA) testinin bulunmasi ile prostat kanseri tanisinda yeni bir çag açilmistir. Bu test ile kanser henüz bulgu vermedigi çok erken asamalarda dahi taninabilmektedir.

Prostate Specific Antigen (PSA) prostat bezi tarafindan yapilan ve semen sivisinin yapisinda olan küçük bir protein molekülüdür. Bu molekül normalde kanda ya hiç bulunmaz veya çok düsük seviyelerde bulunur. Ancak prostat kanserlerinde PSA nin kan düzeyleri çok yükselir. Bazı kanser dışı durumlarda da PSA da yükselmeler görülürse de bunlar küçük düzeylerde ve geçici yükselmelerdir. Bu durumları ayırt edebilmek için PSA dayükselme saptayan doktor tekrar test isteyebilir. 4-10 ng/ml arasında çıkan ortadüzeydeki PSA seviyeleri üroloji konsultasyonu gerektirir. 10 ng/ml üzerindekiseviyelerde ise ürolojist tarafından biopsi konusunda değerlendirilmelidir.

Prostat Kanserlerinin % 5-10 kadarında PSA yükselmeyebilir. Bu sebeple rektal muayene ve PSA tanıda tamamlayıcı rol oynar. Sadece biri yeterli olamaz.Bu yöntemlerden herhangi birinde prostat kanseri şüphesi olursa Ürolog Doktorunuz biopsi isteyebilir. Biopside ultrason eşliğinde rektumdan prostata bir cins iğne ile girilerek mikroskop ta incelenmek üzere parça alınır. Kanser tanısı konulursa kanserin ilerleme derecesi Gleason Score ile evrelendirilir.Bu skala doktorunuzu hastalığın gidişi, tedavisive ne kadar yayıldığı hakkında bilgilendirir. 10 en yüksek evredir ve hastalığın kötü olduğunu gösterir.PSA düzeyindeki yüksekliklerde hastalığın evresi hakkında fikir verebilir. Genellikle 6 ve üstü Gleason scoru ve 20-30 ng/ml PSA seviyesi kanserin prostat bezi dışınada yayıldığını gösterir.

Kanser aynı zamanda klinik evrelemeye de tabi tutulur. Klinik evrelemede çeşitliyöntemler kullanılır. En çok kullanılan T1-T4 evrelemesinde:

  • T1-T2 de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.
  • T3 de yakın dokulara da metastaz (yayılım)yapmıştır.
  • T4 de ise uzak organlara da yayılım vardır.

Eski ancak hala kullanılan bir sistem de ise:
  • Evre A ve B de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.
  • EvreC de yakın dokulara da metastaz (yayılım) yapmıştır.
  • Evre D de ise kemik gibi uzak organlara da metastaz yapmıştır.

Doktor bunlardan başka uzak metastazları da araştırmak için kemik taramaları,röntgen, MR, BT gibi tetkikler isteyebilir.

ŞU ANDA UYGULANAN KLASİK TEDAVİSİ

Tedavide hastanın yaşı, kanserin ilerleme düzeyi, hastanın genel sağlık durumu, gibi çeşitli etmenler göz önünde tutulur.

Radyasyon Tedavisi (Dışarıdan Işın Tedavisi): Sadece prostatta sınırlı kalmışkanserlerde ameliyat ve radyasyon tedavisi eşit iyileşme sağlar. Son 20 yıldır geliştirilen radyoterapi tetkikleri komplikasyonları en aza indirmiştir.Genellikle iki ay boyunca günlük dozlarda radyasyon verilir ve iyi tolere edilir.Anestezi ve hastanede yatmayı gerektirmez.Ağrı hissedilmez. Herbir tedavi sadecebirkaç dakika sürer. Tedaviden sonra hastalar günlük aktivitelerine devam edebilirler.

Radikal Prostatektomi: Prostat ve bağlı seminal kabarcıklar beraberce ameliyatla alınırlar.Bir kaç gün hastanede yatmayı gerektirir. Genel veya Lokal anestezi ile yapılır. Ameliyat sonrasında bir miktar sonda taşımak gerekebilir.Radikal Prostatektomi de amaç kanserli dokunun tamamını alabilmektir. Eğer bu başarılabilirse o zaman başka tedaviye gerek duyulmaz. Ancak bazen açıldıktan sonra kanserli dokunun prostat dışında lenf bezlerine veya çevre dokulara da genişlemiş olduğu görülebilir. Böyle durumlarda kanserli dokunun tamamı alınamaz ve ameliyat sonrası radyasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Radyasyon Tedavisi (Brachytherapy): Dışarıdan verilen radyasyon tedavisi de radikal prostatektomi de hastalarda ereksiyon yeteneğini sınırlarlar. Bunu engellemek için Brachytherapy adı verilen bir radyasyon tedavisi yöntemi kullanılır. Karın içine leğen kemiğinin dibine, rektumun önüne, testislerin gerisine konan metal kateterler ile radyoaktif madde öldürülmek istenen kanserli dokuya verilir.Böylece çevre dokulara verilecek ışın dozu azaltılarak ereksiyonu sağlayacaksinir ve damarlarda daha az hasar neden olunur.Çok sık uygulanan bir tedaviseçeneği değildir.

Hormon Tedavisi: Kanser prostat dışına da yayılmışsa genellikle hormonal tedaviuygulanır. Hormon tedavisinin hedefi testislerden erkeklik hormonu salınımını baskılamaktır. Çoğu zaman erkeklik hormonunun baskılanması ile prostat kanserindekigelişme durdurulabilir. Bu tedavinin en kolay ve en hızlı yolu testislerin alınmasıdır. (kastrasyon, kısırlaştırma) Ancak genellikle günlük ağızdan alınan ilaçlar yada aylık veya 3 aylık enjektabl ilaçlar bu tedavide terch edilir.

İKİ PROSTAT KANSERİ İYİLEŞME ÖRNEĞİ

PROSTAT KANSERİ İDİ:

Hastanın adı:Hasan Tüfekçi.İstanbul'da kalıyor.
Kızı Aynur hanım cep tel: 0532 608 75 50
Hastalık ve iyileşme öyküsü:

Hasan beyin ciddi şekilde hastalanması üzerine 2006 yılı başında hastaneye başvurulmuş. Yapılan tetkiklerde PROSTAT KANSERİ tanısı konulmuş. Hasan beyi söylememişler. Ameliyat olması ve arkasından kemoterapi ve radyoterapi yapılması gerektiği söylenmiş. Bu tedavilerin sonunun olmadığını yetkili ağızlardan öğrenen kızı Aynur Tüfekçi çok üzülmüş ve alternatif tedaviler aramaya başlamış. Bu konuda dünya çapinde bir üne sahip olduğunu öğrendiği başarılı Herbalist Atabay Güveloğlu'nu bularak durumu anlatıp bitkisel ilaç istemişler. Güveloğlu prostat kanserini %90 lara varan bir başarı oranı ile, kişiye özel hazırladığı bitki özleri kokteylleri tedavisi şeklinde 6 ayda tedavi ettiğini belirtmiş ve ikişer aylık üç dönem bu terkipleri uygulatmış. Her iki ayda bir yapılan tetkikler iyileşmeyi göstermiş. 6 ayın sonunda kitleler kalmadığı, patoloji tespit edilemediği gibi, prostat kanserinin ölçümü olan PSA sonucu da her sağlıklı erkekte olduğu gibi 0.04 çıkmış... Dünyada benzeri olmayan bir hayat kurtarma, bir kanser tedavisi daha başarı ile gerçekleşmiş.Tüm raporları elimizdedir... Bilim adamlarına ispata hazırdır. Aynur hanım ve ailesi Güveloğlu'na minnettarlıklarını belirtiyorlar.


PROSTAT KANSERİ VE CİLT KANSERİ İDİ:
Adı: Fethi Tarakçı
66 yaşında Ankara'da kalıyor. Emekli MEB.Bakanlık müfettişi. Eşi ile birlikte Ankara'da Eryaman 1.etapta Umur dershanesini çalıştırıyorlar. Tel.0312 280 70 90 CEP: 0532 313 38 60

Hastalık ve iyileşme öyküsü:
Fethi tarakçı bey,bakanlık adına illerin ME müdürlerini denetleyen bir bakanlık müfettişidir. Genellikle seyahat eder. Yine bir seyahat esnasında idrara çıkma ve ağrı sorunu yaşamış. İlk muayenelerde prostat büyümesi ve iltihabı (Prostatit) tanısı konulmuş. Verilen ilaçlarla geçmeyince prostat kanserinden şüphelenilerek PSA ölçülmüş. Burada normalin çok üzerinde yükseklik çıkınca PROSTAT KANSERİ tanısı ile klasik tedavilere geçilmiş. Ameliyat yapılmış, ilaçlar kullandırılmış ama sorun geçmediği gibi, baş ve yüz derisinde de melonom türü CİLT KANSERİ belirmiş. İki kanser ile uğraşmaya başlamışlar. Ama sonuç hiç iyi gitmemiş. Eşi emekli öğretmen hanımefendi alternatif çare aramaya başlamış. Selma Deviren isimli bir başka öğretmen yakınları, bir sorununu tedavi eden ve kanser üzerine de çok başarılı reçeteler hazırladığını bildiği Herbalist Atabay Güveloğlu'nu tavsiye etmiş.

Güveloğlu'na başvurup durumu anlatmışlar. Güveloğlu, 6 ay içinde bu iki sorunun da tamamen ortadan kalkacağını söylemiş ve bitkisel ilaçlarını göndermiş. Kullanmaya başlamışlar.

İlk iki ayın içinde cildindeki tüm kanser yaraları kuruyup dökülerek kaybolmuş. İki ay sonunda yapılan PSA ölçümü, hastalığın gerilemeye başladığını göstermiş. Gelerek yeni iki aylık reçeteyi ve ilaçları almışlar. Onu da kullandıktan sonra PSA nın tamamen normale indiğini görmüşler. Tamamlayıcı son iki aylık reçeteden sonra Fethi Tarakçı beyde ne cilt kanseri ne de prostat kanserinden en küçük bir eser kalmadığı görülmüş ve doktorlarca rapor edilmiş. Tüm aile Güveloğlu'na minnettar. Fethi bey sağlıklı şekilde yaşamına devam ediyor.

Eğer Güveloğlu'nun buluşu olan bu bitki özleri reçetesini uygulamamış olsa idi. Ağır kemoterapilere rağmen kalça leğen ve pelvis kemiğine metastaz (yayılma) yapacaktı. Daha sonra da iç organlara sıçrayarak en uzun bir-iki yıl içinde öldürecekti. Bilinen son budur. Olay bu kadar açık. Ancak Güveloğlu'nun kanser tedavisinde kullandığı ilaç yöntemi çok yüksek ve ileri bur düzeye ulaşmış durumda olduğundan bu hasta da ölümün eşiğinden kurtuldu ve ikinci hayatını yaşıyor.

Fethi Tarakçı bey gibi çaresiz hasta olup da Güveloğlu'nun bu başarısından haberi olmayan binlerce hasta insan vardır. Bu web sitesini sunmamızın ana amacı işte budur. Başka insanların da haberi olsun ve uygun durumlarda iseler şifa bulsunlar istiyoruz.

Güveloğlu'nun hayat kurtaran başarısı kadar, bu başarıyı kamu oyuna duyurmak da mutlak bir insanlık görevi değil midir?


BİR E-MAİL

--- Original Message -----
From: Sevgin Yılmaz
To: info@herbalistatabay.com
Sent: Monday, May 03, 2004 4:35 PM
Subject: Hepatit B

Sayın Atabay Güveloğlu,


Bir arkadaşımın babası için hazırladığınız bitkisel karışım (prostattaki kanser tümörünü tamamen yok etmiş) sayesinde adınıza ve dolayısıyla web sitenize ulaştım.

Yaklaşık 6 yıl önce Basur ameliyatı sırasında (öyle zannediyorum) Hepatit B virüsü bulaştı. Bir yıl sonra kan vermek istediğimde bunu öğrendim. (Mektubu devam ediyor) Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Sevgin Yılmaz
İstanbul-Yenibosna


Evrelere Göre Tedavi:
  • Evre T1 ve T2 de(veya Ave B de) radyasyon tedavisi veya ameliyatla (radikal prostatektomi) tedavi aynı etkiyi gösterirler. Hastalığın bu aşamasında tedaviye hastanın durumuna göre ve olası yan etkileri göz önüne alınarak karar verilir.Bir ürolog ve radyasyon onkolojisti ile görüşülmelidir.
  • Evre T3 veya C de sadece ameliyatla tedavi yeterli değildir. Çünkü kanser prostat dışına da yayılmıştır ve ameliyattan sonra radyasyon tedavisi de gerekecektir.Radyasyon tedavisi kalan mikroskobik kalıntıları da öldürecektir.Birçok doktor bu evrede olası komplikasyonları önlemek için çok daha erken dönemlerde radyasyon tedavisine başlama taraftarıdır. Hatta bu aşamada yakalanan kanserlerin pek yüz güldürücü olmayan gidişini engelleyebilmek için radyasyon tedavisi ile birlikte hormontedavisi uygulamakta giderek daha çok kullanılan bir yöntemdir.
  • Evre T4 veya D de kanser kemiklere yayılmıştır (metastaz)Tedavi semptomlarıhafifletmek ve kanseri geçici olarak geriletmeye yönelik olarak yapılır. Kemik metastazlarının tedavisinde ameliyat veya radyasyon tedavisi gerekebilir.

Prostat kanseri de prostat büyümesi gibi 40 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlayan bir hastalıktır ama BPH'nın aksine kanser odakları adenom dokusu ile ilişkili değildir, gerçek prostat dokusu'ndan kaynaklanır. Bu özelliğinden ötürü normal büyüklükteki bir prostat'ta, adenom nedeni ile büyümüş bir prostat'ta, hatta prostat büyümesi nedeni ile ameliyat geçirmiş bir prostat'ta kanser ortaya çıkabilir, aynı prostatta kanser ve adenom birlikte bulunabilir.

Prostat kanseri özellikle erken dönemlerinde çok sinsi bir hastalıktır, kişide kanserle birlikte prostat büyümesi ve buna bağlı şikayetler mevcut değilse kanserin kendisine özgü hiç bir belirtisi bulunmayabilir.

Prostat kanseri'ni erken dönemde yakalamanın tek yolu 40 yaşından sonra her erkeğin düzenli olarak yılda bir kez prostat muayenesi ve PSA adı verilen kan tahlilini yaptırmasıdır.

Erken dönemde yakalanan prostat kanseri'ni radikal prostatektomi adı verilen özel bir prostat ameliyatı yöntemi ile tüm prostatı çıkartarak tamamen tedavi etmek mümkündür. Kanser erken dönemde yakalanmazsa öncelikle bölgesel olarak yayılarak prostat dokusunun dışına taşar ve radikal prostatektomi ile tedavi edilemeyecek duruma gelir. Ayrıca komşu organlar olan dış idrar kanalı, mesane ve kalın barsak son bölümü'ne yayılarak çok ciddi idrar yapma sorunlarına, idrarla birlikte gelen şiddetli kanamalara ve dışkılama problemlerine yol açar.

Prostat kanseri sadece lokal yani bölgesel olarak yayılmakla kalmaz, kanser hücreleri lenfatik damarlar ve kan damarları ile vücuda dağılarak uzak organlara da yerleşirler. Tıp dilinde uzak metastaz olarak adlandırılan bu durumdan en çok kemikler, akciğerler, karaciğer gibi iç organlar ve beyin etkilenir. Hepsi çok önemli işlevler yüklenmiş olan bu organlarda kanserli dokuların yerleşip büyümesi ile, organın yüklendiği göreve göre değişen bozukluklar, örneğin şiddetli kemik ağrıları, kan yapım bozuklukları, solunum problemleri ve balgamla oluşan kanamalar, karaciğer yetmezliği gibi ciddi problemler ortaya çıkar ve sonuçta hasta kaybedilir.

Prostat kanseri vücudun uzak bölgelerine yayıldıktan sonra da çok etkili şekilde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Bu nedenle kendisinde bazı değişikliklerden kuşkulanan bir erkeğin yapabileceği en büyük hata kanser olmaktan korkarak doktora gitmekten kaçınmak ve hastalığın zor tedavi edilir hale gelmesine neden olmaktır.

Prostat kanseri 40 yaşını aşmış her erkekte görülebilir
Prostat kanseri erken dönemde ancak makattan yapılan prostat muayenesinde prostat içindeki sert alanların hissedilmesiyle yakalanabilir
Radikal prostatektomi ile prostat'ın tümünün çıkartılması
Prostat kanseri uzak metastazları


HERBALİST ATABAY GÜVELOĞLU'NUN BİTKİSEL İLAÇ TEDAVİSİ NASIL ETKİ YAPIYOR?

Herbalist Atabay Güveloğlu
1986 yılından bu yana "Prostat Kanseri" ni %70 lere varan bir başarı ile tedavi etmektedir. Mesane ve prostat kanserleri ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucunda yüzlerce prostat kanserli hasta sağlıklarına kavuşmuşlardır. Tıbbi bitkiler, yoğunlaştırılmış bitki özleri ve vitaminden oluşan bu terkipler ikişer aylık 3 dönem kullanımdan sonra hastanın hayatı kurtulmakta ve normal yaşamına dönmektedir. PSA henüz ilk iki ayda normal düzeye inmektedir.

Hücre ve kitle bazında yapılan bu tedavilerin bitkisel ilaçlarının ikişer aylık tutarları 2500$ dır.

Hiç yorum yok: