3 Eylül 2007 Pazartesi

MESANE KANSERİ ve TEDAVİSİ

MESANE KANSERİ ve TEDAVİSİ

MESANE KANSERİ NEDİR?

Mesane Kanseri en sık görülen kanser türlerinden biridir. Mesane Kanserine sebeb olan spesifik bir sebeb bilinmemesine rağmen hastalık erkeleri kadınlara oranla 3 kat daha fazla etkilemektedir. 1995 yılında ABD de 50.000, Avrupada 75.000 den fazla yeni Mesane Kanserli hasta görülmüştür. Hastalığın en sık görülen formu idrar yolu hücrelerini kapsayan transitional cell carsinoma (TCC) dir.Bu durum Mesane Kanseri vakalarının %90 da görülmektedir. Hastalığın erken evrelerindeki tedavi yöntemi tümörün operasyonla çıkartılmasıdır. Fakat bu durumdaki asıl mesele kanserin tekrarlaması nüks etmesidir. Ne yazık ki Mesane Kanseri nüks oranı en yüksek kanserlerden biridir ve bu sebepden doktorun hastalık nüksünü mümkün olan en kısa sürede belirleyebilmesi için hastalarını nükse karşı sık sık kontrol etmesi gerekmektedir.

MESANE KANSERİNİN BELİRLENMESİ

Mesane Kanserinin tipik ön belirtisi gross hematuria yani idrarda kan bulunmasıdır. Bu en genel klinik bulgu hastaların yaklaşık %75 görülmektedir. Ayrıca microscopic hematuria idrarda mikroskopik seviyede kanda sıklıkla görülmektedir. Hastalığın ileri evrelerinde mesane tahrişi ve dysuria yani zor ve sancılı idrar yapma da sıklıkla gözlemlenmektedir. Kanamalar karekteristik olarak ara sıra oluşmakta idrarın temiz görülmesi doktorun çalışmalarını ertelemesine sebep olabilmekte bu da teşhiste gecikmelere neden olabilmektedir. Erken teşhiş için açıklanamayan gross veya microscopic hematuria bulguları daha ileri seviyede teşhis yöntemlerinin çalıştırılmasını gerekli kılmaktadır. İlk test çoğunlukla cytology sitoloji olmaktadır. Ne yazıkki idrar sitolojisinin hassalığı hastalık için çok düşük kalmaktadır. Bu nedenle negatif sitoloji Mesane Kanseri bulgusu olmadığı anlamına gelmemeli Mesanede tümör varlığı cystoscope ile araştırılmalıdır. Tümör görüldüğünde patolojik inceleme için doku örneği alınmalıdır. Pozitif sitoloji neticisinde derhal daha yoğun bir çalışma yapılmalıdır. Hem sitojik hem de sistoskopik incelemeler sonucunda tümör hücrelerinin görülmediği durumlarda hasta programlı periodik takibe alınmalı ve periyodik testler uygulanmalı ve semptomlar gözlemlenmelidir. Eğer her iki testden birinde tümör hücresinin varlığı tesbit edilmiş ise hasta Mesane Kanseri tedavisine alınmalıdır.
Mevcut teşhis teslerindeki sınırlamalar : İdrar sitolojisi anormal hücrelerin idrarda araştırılması prensibine dayanmaktadır ve yoruma açıktır. Sitoloji aynı zamanda low-grade tümörler karşısında çok düşük hassaslık göstermekte, cerrahi ve ilaç tedavilerine karşı duyarlılık göstermektedir. Sistoskopi görülebilir kanserlerin belirlenmesi için çok kullanışlıdır fakat bazı tümör cinsleri görülmeyebilir ve görülebilen tümörün bulunmayışı hastalık bulunmaması şeklinde bir kuralın olması anlamına gelmemelidir.

MESANE KANSERİNİN ŞU ANDA UYGULANAN KLASİK TEDAVİSİ

Hastalığın tedavi şekli ve yoğunluğunun belirlenmesinde hastalığın anatomik ve histolojik sınıflandırılması(evresi ve derecesi), tümörün yeri, hastanın genel sağlık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Cerrahi, Işın, İlaç gibi tedavi yöntemlerinden hangilerinin kullanılacağına karar verilmelidir.

HERBALİST ATABAY GÜVELOĞLU'NUN BAŞARILI BİTKİSEL İLAÇ TEDAVİSİ

Herbalist Atabay Güveloğlu'nun 1986 yılında mesane ve prostat kanserleri için ortaya çıkardığı bitkisel reçeteler ile 6 ay içinde bu kanser türünü hücre ve kitle bazında %70 başarı oranı ile kaybolmaktadır.

Örneğin; Sıvas'lı emekli memur Rıza Engin bu insanlardan birisidir. 1992 de tedavi edilmiştir ve halen hizç bir sorunu yoktur. Hücre bazında temizlendiği için nüks etmesi asla söz konusu olmamaktadır. Tıbbi bitkiler, yoğunlaştırılmış bitki özleri kokteylleri ve diğerlerinden oluşan ikişer aylık bu reçeteleri hasta 4 veya 6 ay kullanmaktadır. Metastaz hali de olsa bu güçlü ilaçların etkisi ile ilk bir aydan itibaren tümör küçülüp, idrardan iplik gibi atılarak kaybolmaktadır. Tedavi esnasında tümör dağılırken bir kaç kez küçük kanamalar görülmektedir ama sorun olmamaktadır.



MESANE KANSERİNİN TAKİBİ

Measene tümörünün operasyonla tamamen çıkarıldığı durumlarda bile %75 oranında tümörün tekrar belirmesi riski mevcuttur. Bu nedenle ameliyat olmadan bu özel bitkisel ilaçlarımızı kullanmak hastanın kurtulmasında büyük şans tanımaktadır.

SİGARA VE MESANE KANSERİ İLİŞKİSİ

Sigara dumanının sağlık açısından zararlı 4000 dolayında çeşitli kimyasal madde olduğu bilinmektedir. Bu kimyasallardan bazıları kanserin ilerlemesine yol açan özelliktedir ve 43 tanesi son derece önemlidir. Bu toksit maddelerin en çok bilinenlerinden bir kaç tanesi; amonyak, terebetin, kadmiyum, insektisitler, naftalin, aseton, benzer, vinil klorür, formal, hidrojen siyanür, radon, polenyum, ve deterjanlardır. Ayrıca tütün ve sigaranın sarıldığı kağıdın yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler ve katran da yine kanserojen maddeler arasındadır. Sigara kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlanmış hastalıkların en iyi bilinenleri şunlardır: Ağız kanseri, yemek borusu (özofagus) kanseri, sindirim sistemi kanseri (mide, pankreas kanseri gibi), solunum sistemleri kanserleri, bronşit-amfizem-astım gibi solunum sistemi ve akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, ülser, böbrek, ve mesane kanseri, kemik erimesi, rahim kanseri (kadınlarda), erken menapoz (kadınlarda), koku ve tat duyularında azalmadır.

Mesane kanseri özellikle 65 yaş üzeri erkeklerde daha sıklıkla görülen bir kanser tipidir. Bu kansere endüstrileşmiş Batı Avrupa ve Kuzey Amerika'da, Doğu Avrupa ve Asya ülkelerine göre on kat daha fazla rastlanmaktadır. Mesane kanseri için en önemli risk faktörü olan sigara, hastalığın sigara içmeyenlere göre 2-3 kat daha fazla ortaya çıkmasına sebep olur. İçilen sigara miktarıyla risk artar ve aşırı sigara tüketimi halinde hastalık sigara içmeyenlere göre 3-5 kat fazla görülür. Sigara tüketiminin, erkeklerde görülen mesane kanserinin %48'inden, kadınlarda ise %32'sinden sorumlu olduğu saptanmıştır. Sigara tüketimi bırakıldığında riskin %30-60 oranında azaldığı bilinmektedir. Mesane kanser hücreleri incelendiğinde sigaranın sebep olduğu bu hasarı normal hücrelerin tüm faaliyetlerini belirleyen DNA içeriğini bozarak yaptığı tespit edilmiştir. Sigara dumanına maruz kalınan süreyle orantılı olarak artan DNA hasarları özellikle bazı bozulmalara neden olarak, hücrelerin şekil ve karakter değişiklikleriyle tümörleşme eğilimlerine girmesine sebep olur ve ardından kanserli hücre yığınları oluşur.

En sık şikayet idrarda kan gelmesidir. İdrarda yanma veya sık idrara çıkma da görülebilir. Bu şikayetler basit idrar yolları iltihabı ile benzer benzer şikayetler olduğundan pek önemsenmez, fakat özellikle risk gurubundaki kişiler, bu şikayetler olduğunda mutlaka doktora başvurmalıdır. Mesane kanseri idrar kesesinin içini döşeyen hücre tabakasından kaynak alır. Teşhis için yapılması gereken tahliller şunlardır: İdrar kültürü, ultrason incelemesi veya böbrek röntgeni (IVP), sistoskopi (Mesaneye ışıklı kamera sistemi ile bakma işlemi). Mesane tümörü nedeniyle operasyon geçiren hataların, tekrarlama olasılığına karşı belirli aralıklarda sistoskopi ile kontrol edilmesi gerekmektedir. Sigara bağımlılık yapıcı bir madde olduğu için bir kez sigara alışkanlığı oluştuktan sonra bu alışkanlıktan vazgeçmek zor olmaktadır. Bununla birlikte sigara alışkanlığı "vazgeçilmez" bir alışkanlık değildir. Bu konuda kararlı olan pek çok tiryakinin bu alışkanlıktan kurtulabildiği bilinmektedir. Aslında sigara tiryakilerinin büyük bir bölümü bu alışkanlıklardan hoşnut değildir ve çeşitli araştırmaların sonuçlarından, sigara içenlerin en az üçte ikisinin sigarayı bırakmak istediği anlaşılmaktadır. sigara içenlerin önemli bir bölümü sigarayı bırakmak konusunda ufak bir teşvik ve destek beklemektedirler. Ancak sigara bırakma konusunda en önemli konu, sigara içen kişinin, sigarayı bırakma konusunda kendisinin istekli ve kararlı olmasıdır. Pek çok kişi sağlık nedenlerinden dolayı sigara alışkanlığından vazgeçmek durumunda kalmaktadır. Sigaranın neden olduğu kalp hastalığı ve akciğer hastalığı gibi rahatsızlığı olan kişiler doktor tavsiyesi ile sigarayı bırakmaktadır. Sigara bırakma konusunda batı ülkelerinde daha yaygın olan "sigara bırakma klinikleri" ülkemizde de açılmaya başlamıştır. Bu kliniklerden veya her hangi bir doktordan sigarayı bırakma konusunda yardım istenebilir.

Hiç yorum yok: